Çocuklar, silahlarla, kılıç gibi malzemeler ile oynadıklarında veya oyunlarında "savaş, ölüm, saldırı" gibi konular olduğunda, çocuğuna şiddetin yanlışlığını anlatmak isteyen ve şiddete sıfır toleranslı bir ortam oluşturmak için mücadele eden ebeveyler, doğaldır ki endişeniyorlar. Böyle zamanlarda, "Çocuğum şiddet mi gördü, okulda mı bir şey oldu, ekranda gördüğü için mi oluyor?", gibi sorular, "Çocuğum şiddete meyilli mi olacak?", gibi düşünceler belirebiliyor.
İÇ DÜNYA VE DIŞ DÜNYA ARASINDA BİR YER
Çocukların oyunları, sadece gördüklerini taklit ettikleri ya da öğrendiklerini uyguladıkları eylemler değildir. Gördükleri, onlara dokunan, anlamlandırmaya çalıştıkları her şey oyunları elbet etkilese de, oyun biraz rüya gibidir. Biraz hayal gücü ve yaratıcılık, biraz da dürtülerini güvenli sınırlarda ifade edebilmedir...
Oyunda nasıl oynandığı, hangi duyguların olduğu, hangi rollerin kimde olduğu gibi birçok değişken, o çocuğun oyununun anlam ve işlevini etkilemektedir. Bir çocuğun, neden bir video oyununu izlemeyi seçtiği de, gördüğünden ne şekilde etkilendiği de öznelliğinden bağımsız değildir.
GRİ ALANIN DIŞ DÜNYA TARAFI: DIŞ DÜNYA KAYNAKLI OYUNLAR VE TRAVMA SONRASI OYUN
Oyun alanı, çocukların dış dünyada gördükleri, onları zorlayan, hatta belki yer yer ailelerinde endişe ettiği gibi travmatize edebilen şiddet içeren olayları yeniden işleyip, sembolize edebildikleri, yani anlaşılır ve baş edilebilir hale getirdikleri, olayın yarattığı etkiyi bu şekilde iyileştirebildikleri alandır.
Ayrıca; oyun travmatizasyon sonrası meydana geliyorsa ve travma konusu ile ilgili bir içeriği varsa, aynı zamanda bir başkasının varlığında yaşadıkları zor olayları anlatmalarını, o duygular ile yalnız olmaktan biraz olsun kurtulmalarını da sağlar.
Bazen de tekrar tekrar oynanır bu oyunlar ve çocuğa da kaygı, korku hakim olur. Sanki o oyun değilmiş de gerçekmiş gibi gelir hem oynayana hem de şahit olana... İşte o zaman, çocuğun destek istediği, oyuna müdahale gereken ve "güvendesin, sana zarar veremezler" denecek andır. Bu konu için Peter Levine ve Maggie Kline kitaplarını ek okuma için önermekteyim.
**
Öte yandan, agresyon oyunlarını da genel olarak oyun alanını da dış dünyaya indirgeyemeyiz. Oyun yaratıcılıktır, şiddet olmayan ve gerçek olmayandır. Şiddet teması olan (aslında kimseye verilen bir zarar söz konusu olmadığı için şiddet içermeyen) bir oyun kurmak, çocuğa iç dünyasındaki agresyonu da sembolize ettiği, kendi içinde onu zorlayan bu agresyonu ve öfkeyi, kimseye ve kendine zarar vermeden işleyip baş edilebilir hale getirdiği bir alan sağlar.
Agresyon, bazen de sadece yaratıcılık-yıkıcılık, yenilik-dönüşüm sürecinin bir parçasıdır, yani çocuklar agresif oyunları oynarken öfkeli olmak zorunda da değildir.
OYUNLARA MÜDAHALE ETMEMENİN ÖNEMİ
Çocuklar, ilk defa okula/oyun alanına gittiklerinde, bazı oyunları ve araçları ilk defa görmüş olurlar fakat bunları kendi yaratıcılıkları ile kullanırlar. Kimi çocuk silah, tank vb. malzemeleri seçer ve oynar, kimi çocuk ise oynamaz. Doğrudan silahlı oyunları oynamasalar bile, çocukların evcilik oyunlarında da agresyona yer olduğunu görebilirsiniz.
Çocuklar bu oyunları oynuyorlarsa ve onların bu oyunlarına "istenmeyen, kötü oyunlar" oldukları için müdahele ediliyorsa, bu çocuklara iyi gelmeyeceltir. İçlerindeki öfke, yaratıcılık ve büyüme itkisi çocukları zorlayabilir. Bu duygu ve itkiler, oyun gibi güvenli bir yerde de engellendiğinde şiddet davranışına dönüşmesi daha olasıdır. Ya da tersine bu oyunların "yasak" olması, "katı süperego" diyebileceğimiz, bir sıkışmışlık hissi, takıntılara dönen bir hale gebe olabilir Bu hali, yaratıcılığın ketlenmesi, çok kuralcı olmak gibi düşünebiliriz. Bu nedenle çocuğun oyunlarını engellememek önemlidir. Çocukların arkadaşça veya haz ile oynadığı "savaş oyununu" yasaklamak, kitabında şiddet olayı yazan bir yazara "yazmamalısın" demeye benzetilebilir. Çocuklar içinse bu talihsiz olur; çünkü gerçekle hayali karıştırabilen çocuklar, duygularından ve hayallerinden korkmaya zaten yatkındır. Yetişkinler olarak biz oyun ile gerçeği karıştırırsak, onlar nasıl karıştırmasın?
NE ZAMAN MÜDAHALE?
Oyun şiddete dönüştüyse, zarar vermeye başladıysa oyun olmaktan çıkmıştır. Zarar vermek ve zarar görmek, oyunun sınırıdır.
Ayrıca travma oyunu dediğimiz bir oyun çeşidinde, oyun, çocuğun iyileşmesine yardım etmekten çok, onu zorlamakta olabilir. Burada da oyun, oyun olmaktan çıkmıştır. Adeta gerçek gibidir. Yukarıda da açıkladığım gibi, çocuk oyunundan korkmaya başladıysa, oyunu haz almadan, şiddetli bir olayı canlandırma gibi oynuyorsa, yüzünde boş bir ifade varsa, oyuna çocuğu suçlamadan, şefkatle dahil olarak farklı bir yere çekmek, çocuğu korumak, güvende olduğunu söylemek iyi gelir. Oyunu değiştirmek de çözüm olabilir. Bu durum, travma sonucunda ya da çok travmatik bir geçmişe sahip çocuklarda olabilecek bir şeydir, evde nadiren olur.
Oyun gerçek olmadığı ya da çocuk tarafından gerçek gibi algılanmadığı sürece, orada kalmak ve oyuna alan vermek, çocuğunuzu besleyecektir.
Comments