top of page

Zihinselleştirme Odaklı Çocuk Terapisi Nedir?



Zihinselleştirme Odaklı Çocuk Terapisi,

  • Kökeninde, psikanalitik kavramlar, nesne ilişkileri kuramı,

  • John Bowlby ve Mary Ainsworth'un kurucuları olduğu bağlanma kuramına dair bilimsel araştırmalar, bilişsel psikolojinin deneysel bilgi birikiminden gelen sosyal biliş ve sosyal gelişim teorisi olan,

  • Peter Fonagy'nin öncülüğünde geliştirilen Zihinselleştirme (Mentalizasyon) kavramı üzerine yerleşen bir psikoterapi tekniğidir.

  • İlişkisel psikodinamik psikoterapi ve bilişsel psikoterapi tekniklerine yer verir.


Zihinselleştirme Odaklı Psikoterapi, ilk olarak Fonagy tarafından yetişkinler için geliştirilmiştir. Zihinselleştirme teorisi ise bebeklik ve çocukluk dönemindeki bakımveren - çocuk ilişkisine dayanan bir gelişimsel teoridir.


Zihinselleştirme Nedir?


Bu teori, bebeğin doğduğundan itibaren kendi benliğini tanımasının, kendini diğer insanlardan ayırt etmesinin, kendi duygu durumu, niyeti ve düşüncesi üzerine düşünebilmesnin, başkalarının duygu, niyet ve düşünceleri ile ilgili ise sağlıklı şekilde düşünebilme becerisi kazanmasının nasıl mümkün olduğunu açıklar. Bireyin tepkileri ve bedensel duyumları üzerine farkındalık sahibi olması da buna dahildir. Tüm bunlar, bir bebeğin/çocuğun güvenli bir ortamda, bakımvereninin onu anlaması, ihtiyacına ve sözlü-sözsüz sinyallerine cevap vermesi ile gelişip mümkün olabilir.


Çocuklukta zihinselleştirme önce dikkat ve regülasyon ile başlar. Bir bebeğin dikkatini nesnelere ve ilişkilere verebilmesi için önce bedeninde sakin ve güvende hissetmesi gerekir. Bir bakımveren, ona güvenli çevreyi sağlar. Bebek, anlaşıldıkça sakin olabilir. Aynalandıkça, duyguları, istekleri yanıt buldukça kendini tanımaya, varlığını hissetmeye başlar. Çocuk, daha sonra başkalarını anlamaya başlar. Çocuk, güvende hissettiği ve anlaşıldığı yerde, ötekini de daha sakin şekilde anlayacak, ilişkilerde kendini güvende hissedebilecektir. Olayları ve başka insanları olumsuz değil, görece tarafsız yorumlayabilecektir, daha az kaygılı olacaktır. Görüldüğü gibi, zihinselleştirme konusunda beceri geliştirme hayat boyu sürer. Özellikle duygu regülasyonu sağlanamadığında, zorlayıcı yaşam olayları olduğunda yetişkinler de zihinselleştirme konusunda zorlanmaktadır.


Çocuklukta Zihinselleştirme ve Oyun


Bağlanma ilişkisiden doğan zihinselleştime, çocuklukta sosyal - duygusal gelişim ile direkt olarak bağlantılıdır. Çocukların sosyal-duygusal gelişiminde oyun en önemli yeri alır. Çocuğun kendine ait oyunu bize, çocuğun dünyayı ve olayları nasıl yorumladığını anlatabilir. Çocukların akranlarla oyununda başkalarının niyetini, duygu ve düşüncelerini anlama becerisini geliştirir. Aynı zamanda, bu becerinin varlığıyla akran oyunu devamlılık sağlayabilir. Çocuğun sembolik oyun oynayabilmesi, çocuğun gördükleri, ilişkileri ve kendi üzerine düşünmesi ile ilgilidir. Dolayısıyla oyun zihinselleştirmeyi geliştirir, zihinselleştirme ise bağlanma ilişkisinin yanısıra, oyunla desteklenebilir.


Çocuklarda bir yetişkinden beklenen zihinselleştirme becerisi beklenmez. Çünkü çocuklarda zihinselleştirme gelişmeye devam etmektedir. Çocuklarda önemli olan bu gelişimi desteklemek ve zihinselleştirmenin aksamış, yaşıtlarının gerisinde kalmış yanlarını onarmaktır. Özellikle duygu regülasyonu konusunda yaşanan kronik zorluklar, zorlayıcı yaşam olayları, aile içi sorunlar, çocukları olumsuz etkilemektedir. Böyle durumlarda çocukların daha yoğun bir ebeveyn ve bazen de terapist desteğine ihtiyacı olmaktadır. Nihai amaç, çocukların daha anlaşılmış hissetmeleri, güvende olmaları, duygusal olarak yorulmamaları, çocukların iç dünyalarını anlayabilen şefkatli yetişkinlerin desteğini alarak duygu regülasyonlarını sağlayabilmeleridir. Zihinselleştirme odaklı terapide, terapistin işi, sadece çocuğu değil, çocuğun ailesini desteklemek ve onların çocuğa bu desteği verebilmelerini sağlamak için orada olmaktır.


Terapistin Rolü


Terapist, çocuğun zihinselleştirme becerilerini hem oyun ile hem de terapi ilişkisi ile geliştirir, böylelikle çocuğa daha sakin kalabilmesi ve için hem bir zemin hem de bir alan sağlar. Çocuğa açılan bu alan, kronikleşmiş veya ani gelişmiş zorlukların içinde sıkışan, kaynaklarını tüketmiş ve çocuğa yardımcı olmakta zorlanan ebeveynleri de rahatlatır. Terapist, aynı zamanda ebeveynlerle çocuğun iç dünyasını anlamak üzerine çalışır; böylelikle terapideki olumlu sonucun sürekli olması, mümkün olabilir.


Zihinselleştirme Temelli Çocuk Terapisinde teknikler, her çocuğa göre değişir ve çocuğun gelişimine göre seçilir:

  • dikkat düzenleme, duyusal farkındalık ifadeleri,

  • sözel olmayan iletişim yoluyla zihinselleştirmenin temellerini çalışmak, terapistin çocuğu sözel olmayan yollarla aynalaması ve senkronizasyonu

  • rol oyunu (çocuk hislerini ve ihtiyacını rol oyunu yoluyla terapiste aktarır)

  • güvenli ve stabil bir ortam sağlamak, duygu ifadesine izin vermek ve ardından duygu düzenlemek

  • terapist ile ilişkide yaşananlar üzerinden, ilişkide ortaya çıkan duyguların, niyetlerin, yanlış anlamaların vs. ifade edilmesi veya anlaşılması,

  • terapist ile olan ilişki üzerinden ilişkide kalabilme becerisini artırmak,

  • oyunda olanlar üzerinden kendi ve başkaları üzerine düşünmek, empati

  • çocuğun anlattığı yaşam olayları üzerinden çalışmak




Comentarios


bottom of page